Şaşarım yemeği hakkında düşünüp, maneviyatı hakkında düşünmeyen kimseye
1- “Biliniz ki, Allah sizi boşuna yaratmadı. Sizi kendi başınıza bırakacak da değildir. Ecellerinizi yazdı, maişetlerinizi aranızda paylaştırdı ki, her akıl sahibi mevkisini tanısın ve bilsin ki, ancak mukadder olan şeyler kendisine ulaşır ve ondan çevrilen hiçbir şey ona ulaşmaz. Dünyada geçiminizi sağlayarak sizi şükretmeye teşvik etti; (kendisini) anmayı size farz kıldı ve takvayı size tavsiye etti; takvayı rızasının en son derecesi kıldı; takva her tövbenin kapısı, her hikmetin başı ve her amelin şerefidir. Kurtuluşa eren takva sahipleri, ancak takva sayesinde kurtuluşa erdiler.”
2- “Ey oğlum! Bir kimsenin, (nerelere) girip çıktığını (ve nasıl bir adam olduğunu) öğrenmeden onu kardeş edinme. Durumunu iyice araştırıp arkadaşlığından hoşlandığında, yanlışları affetmek ve zorluklarda beraber olmak üzere onunla kardeşlik kur.”
3- “En iyi gören göz, hayrı görebilendir; en güzel işiten kulak, nasihatleri dinleyip ondan yararlanabilendir; en sağlam kalp de şüphelerden temiz olandır.”
4- Korkaklık nedir? denilince şöyle buyurdular: “Dosta karşı cüretkar olup düşmandan çekinmektir.”
5- “Suç işleyeni cezalandırmak için acele etme, suçla ceza arasında özür dilemek için bir yol bırak (ona özür dileyebilmesi için fırsat tanı).”
6- “Dünya ve ahiret (saadeti) akıl ve fikir ile elde edilir.”
7- “Cahillik gibi fakirlik yoktur.”
8- “Kendi bilgini diğerlerine öğret ve diğerlerinin bilgisini de öğren; böylece kendi ilmini sağlamlaştırmış ve bilmediğini de öğrenmiş olursun.”
9- Mürüvvet (yiğitlik) nedir? diye sorulunca şöyle buyurdu:
“Dini korumak, nefsi aziz kılmak, yumuşak huylu olmak, iyi iş yapmada kararlı olmak ve (diğerlerinin) hakkını eda etmektir.”
10- “Ey insanlar! Kim Allah’a karşı ihlaslı olur ve O’nun sözünü kılavuz edinirse, en doğru olana hidayet olur. Allah onu olgunluk yolunda muvaffak kılar ve en güzel akıbete yönlendirir. Allah’a sığınan kimse, emniyette yaşar ve mahfuz kalır; Allah’ın düşmanı ise yardımcısız kalır ve daime korku içerisinde olur. çok zikir etmekle kendinizi Allah’ın azabından koruyun, takva yolunu tutarak Allah’tan korkun ve itaatle O’na yaklaşın. Zira O pek yakın ve duayı kabul edendir.”
11- “Aklın kemali, halkla iyi geçinebilmektir.”
12- “Kardeşlik, darlıkta ve bollukta vefalı olmaktır.”
13- “Mahrumiyet, sana yönelen nasibi terk etmendir.”
14- “Kerem (cömertlik) nedir? denildiğinde; “İstenmeden önce bağışta bulunmaktır.” buyurdu.
15- “Hak ile batıl arasında dört parmak mesafe vardır; gözünle gördüğün haktır oysa kulağınla çok batıl sözler duymaktasın.”
16- “Galip bir insan gibi istediğine ulaşmaya çalışma; yenik bir insan gibi de kadere teslim olma. çünkü rızkı artırmak sünnettendir; kazançta açgözlü olmamak ise iffettendir. İffet bir rızkı önlemediği gibi ihtiras (tamah) da rızkı çoğaltmaz. çünkü rızıklar paylaştırılmıştır, oysa ihtirasa dayanan bir hareket günahtır.”
17- “İstişare eden bir kavim kemale erişir.”
18- “Salih bir kardeşinin vasfında şöyle buyurmuştur: “O benim gözümde insanların en büyüklerindendi; onu gözümde büyüten en önemli şey dünyayı küçük görmesiydi; O, cehaletin sultasından kurtulmuştu; sadece yararlı olduğuna güvendiği bir şeye el uzatırdı, ne şikayet ederdi, ne kızardı, ne de usanırdı; zamanının çoğu susmakla geçerdi; konuştuğunda konuşanlara galip gelirdi; (görünüşü) zayıf ve güçsüzdü, ama ciddiyet ve cihat zamanı ulaştığında düşman karşısında kızgın bir aslan idi. Alimlerin yanında olduğunda dinlemeyi konuşmaktan daha çok severdi; fazla konuşmada yenilse bile susmada yenilmezdi; yapmadığını söylemezdi; ama söylemediğini de yapardı; iki yol önüne koyulduğunda hangisinin Allah’ın emrine daha yakın olduğunu bilmediği zaman, hangisinin kendi heva ve hevesine daha yakın olduğuna bakıp onu terk ederdi; özür gösterilebilecek bir şey için kimseyi kınamazdı.”
19- “Cenade b. Ebi Umeyye şöyle rivayet ediyor: İmam Hasan’ın şahadetine sebep olan zehirlenişi sırasında O Hazretin yanına vardım, neden kendinizi tedavi ettirmiyorsunuz? Dediğimde; “çlümü ne ile tedavi edeyim?” buyurdular. Bunun üzerine: “İnna lillah ve inna ileyhi raciun” dedim. Sonra bana bakıp şöyle buyurdular: “Vallahi Resulullah (s.a.a) kendisinden sonra Ali ve Fatıma’nın evlatlarından 12 İmam’ın gelerek imamet makamını üstleneceklerini bize haber vermiştir. Hepimiz ya kılıç ya da zehirle şehit edileceğiz….”
Sonra İmam (a.s) ağladı. Ey Resulullah’ın torunu, bana nasihat et dediğimde şöyle buyurdular:
“Evet, ahiret yolculuğuna hazırlan ve ecelin yetişmeden azığını topla. Bil ki, sen dünya peşindesin ölüm de senin peşindedir. Gelecek gününün gamını içinde olduğun bugününe yük etme. Bil ki, kazandığın dünya malından kendine yetecekten fazlasını başkaları için topluyorsun. Bil ki, kazandığın helal malda hesap, haram malda ceza, şüpheli malda kınama vardır. Dünyayı bir murdar mesabesinde gör, sana yetecek miktarı ondan al; helal olursa zahitlik yapmışsın, haram olursa (çaresiz olduğundan dolayı) onda günah yoktur. Dünyan için onda ebedi kalacakmışsın gibi çalış; ahiretin için de yarın ölecekmişsin gibi amel et. Eğer aşiretsiz izzetli olmayı, saltanatsız heybetli (güçlü ve azametli) görünmeyi istiyorsan, Allah’ın emirlerine itaat etmemek zilletinden kurtar kendini ve Allah’a itaat etme izzetine doğru git.”
20- “Kim dünyayı severse, ahiret korkusu kalbinden kaybolur.”
21- “Sefih, malında aptallık eden, şerefinde gevşeklik yapan ve sövülüp cevap vermeyen kimsedir.”
22- “İyilik, geciktirmeden ve minnetsiz yapılandır.”
23- “Dünyada âra (ayıplanmaya) katlanmak, cehennem ateşine tahammül etmekten daha kolaydır.”
24- “Mümin (ahireti için) azık toplar, kafir ise zevke dalar.”
25- “Sefahat; alçak kişilere uymak, azgınlarla dost olmaktır.”
26- “İbadet etmek isteyen, onun için temizlenmelidir. Müstehap ameller, farzları engellerse onları bırakınız. Yakin kurtuluşun sığınağıdır. Yolculuğun uzaklığını hatırlayan ona hazırlanır. Akıllı adam, kendisine nasihat etmesini isteyen kimseye hile yapmaz. Sizinle öğüt arasında (öğüt almanızı engelleyen) gurur perdesi vardır (gurur ve bencillik kalkmadıkça öğüt etkili olmaz). İlim, öğrenenin mazeretini ortadan kaldırır. (Zira insan cahil olduğu müddetçe mazeret gösterebilir; elbette her cahil değil.) vakti biten her kişi mühlet ister; fırsatı olan kişi de işlerini sonraya ertelemekle oyalanır.”
27- “İnsanlar üç şeyle helak olur; Tekebbür, ihtiras ve haset. Tekebbür, dinin yok olmasına sebep olur, iblis de onun için lanete uğradı; ihtiras, insanın canının düşmanıdır, Adem (a.s) da onun için cennetten çıkarıldı; haset de kötülüklerin delilidir (öncüsüdür), Kabil işte bundan dolayı kardeşi Habil’i öldürdü.”
28- “Ey Allah’ın kulları! Allah’tan korkun; (kurtuluş ve saadet) talep etmede ve ihtiyarlığa karşı (onu göz önünde bulundurarak) ciddiyet gösterin; azap parçaları inmeden ve lezzetleri yok edici ölüm ulaşamadan önce amel yapmaya koşun. Zira dünya, nimetlerinin devamı bulunmayan, musibetlerinden emin olunmayan, kötülüklerinden kaçınılmayan aldatıcı bir engel ve eğik (güvensiz) bir dayanaktır.”
29- “Tefekkür edin; çünkü tefekkür etmek, basiretli kimselerin kalbinin hayat mayasıdır.”
30- “Aklı olmayanın edebi, himmeti olmayanın yiğitliği, dini olmayanın da hayası olmaz.”
31- “En iyi zenginlik kanaat, en kötü fakirlik ise (bir zenginin karşısında) boyun eğmektir.”
32- “Şaka, heybeti yer (azaltır); susmak (az ve öz konuşmak) ise heybeti çoğaltır.”
33- “Ey Allah’ın kulları! İbretlerden öğüt alın ve geçmişlerin geriye bıraktıkları eserleri ibret kaynağı edinin. Bunca nimetlerin şükrü için günahlardan uzak durun ve nasihatlerden yararlanın. Allah’ın yardımcı ve sığınak, Kur’an’ın delil ve davacı, cennetin sevap, cehennemin de ceza ve işkence olması insana (öğüt olarak) yeter.”
34- “Gerçek yakın (akraba), nesep bakımından uzak olsa bile muhabbetin yakınlaştırdığı kimsedir ve gerçek yabancı nesep açısından yakın olsa bile muhabbetin uzaklaştırıldığı kimsedir. Vücuda elden daha yakın bir şey yoktur, fakat kırıldığı zaman kesilip atılır.”
35- “Nimetlere şükretmemek alçaklıktır.”
36- “Halkın seninle nasıl arkadaş olmasını istiyorsan, sen de onlarla öyle arkadaş ol.”
37- “Kim mescide devamlı gidip gelirse sekiz hayırdan birine ulaşır: Muhkem ayetlerden birini öğrenir; yararlı bir arkadaş bulur; yeni bilgi elde eder; umulan bir rahmete kavuşur; hidayete eriştirecek veya helak olmaktan kurtaracak bir söz öğrenir; utanarak ya da Allah korkusundan günahları terk eder.”
38- “Şaşarım yemeği hakkında düşünüp, maneviyat hakkında düşünmeyen kimseye; karnını, rahatsız edecek yemeklerden uzak tutar, ama göğsü (ve aklını) helak edici şeylerle doldurur.”
39- Birisi İmam Hasan’dan kendisine nasihatte bulunmasını istediğinde, İmam (a.s) şöyle buyurdular:
“(şu şartla sana nasihat ederim ki) sakın beni övmeyesin; çünkü ben kendimi daha iyi tanıyorum; beni yalanlamayasın; zira yalanlanan bir kimsenin görüşü (görüşünü söylemesi) değer taşımaz ve yanımda bir kimsenin gıybetini etmeyesin.” Bunun üzerine İmam’dan nasihat isteyen adam; “Bana müsaade ederseniz, huzurunuzdan ayrılayım” dedi. İmam da; “İstersen gidebilirsin” buyurdular.
40- “Bilin ki, kim Allah’tan korkup sakınırsa (takvalı olursa), Allah ona fitnelerden kurtulabilmesi için bir çıkış yolu gösterir, onu doğruya iletir, kemale ermesini sağlar, hüccetiyle onu zafere erdirir, yüzünü ağartır ve Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, doğrular, şehitler ve salihlerle beraber isteklerini yerine getirir; ne iyi arkadaştır onlar.”
————-
1- Tuhaf-ul Ukul, s. 459.
2- Tuhaf-ul Ukul, s. 465.
3- Tuhaf-ul Ukul, s. 469.
4- Tuhaf-ul Ukul, s. 465.
5- Bihar-ul Envar, c. 78, s. 113.
6- Bihar-ul Envar, c. 78, s. 111
7- Bihar-ul Envar, c. 78, s. 111
8- Bihar-ul Envar, c. 78, s. 111
9- Bihar-ul Envar, c. 78, s. 102
10- Tuhaf-ul Ukul, s. 449.
11- Bihar-ul Envar, c. 78, s. 111
12- Bihar-ul Envar. c. 78, s. 114
13- Bihar-ul Envar. c. 78, s. 115
14- Tuhaf-ul Ukul, s. 445.
15- Tuhaf-ul Ukul, s. 453.
16- Tuhaf-ul Ukul, s. 465.
17- Tuhaf-ul Ukul, s. 465.
18- Tuhaf-ul Ukul, s. 467.
19- Bihar-ul Envar, c. 44, s. 138-139.
20- Leali-l Ahbar, c. 1, s. 51.
21- Bihar-ul Envar, c. 78, s. 115
22- Bihar-ul Envar, c. 78, s. 113
23- Tuhaf-ul Ukul, s. 465.
24- Bihar-ul Envar, c. 78, s. 112
25- Bihar-ul Envar, c. 78, s. 115
26- Tuhaf-ul Ukul, s. 469.
27- Bihar-ul Envar, c. 78, s. 111
28- Tuhaf-ul Ukul, s. 471.
29- Tuhaf-ul Ukul, s. 499.
30- Keşf-ul Gumme, c. 2, s. 197.
31- Bihar-ul Envar, c. 78, s. 113
32- Bihar-ul Envar, c. 78, s. 113
33- Tuhaf-ul Ukul, s. 471.
34- Tuhaf-ul Ukul, s. 465.
35- Tuhaf-ul Ukul, s. 465.
36- Bihar-ul Envar, c. 78, s. 116.
37- Tuhaf-ul Ukul, s. 467.
38- Sefinet-ul Bihar, c. 2, s. 84.
39- Tuhaf-ul Ukul, s. 469
40- Tuhaf-ul Ukul, s. 459.