Dört Yılda Beş Bin Hadis ve Unutturulmak İstenen Ehl-i Beyt

✍️ Kutsalların Gölgesinde Unutulan Hakikat

İslam ümmeti asırlardır, bazı isimlerin etrafında öyle bir kutsiyet duvarı örmüştür ki, artık onları sorgulamak bile dine saygısızlık sayılmaya başlanmıştır. Fakat Kur’an, ne isimlerin ne kabilelerin dokunulmaz olduğunu söyler. Aksine “adaletli olun, kendinize karşı bile olsa” der (Nisa 4:135). Bugün bu emir doğrultusunda, İslam geleneğinde en çok hadis rivayet eden kişi olarak bilinen Ebu Hureyre’yi doğrudan ve açıkça sorguluyoruz.

Neden mi?

Çünkü 4 yılda 5374 hadis rivayet etmek, sadece akla değil; zamana, fiziki gerçekliğe, insan hafızasına, Kur’an’a ve en önemlisi Ehlibeyt’in sessiz duruşuna da terstir.

📜 Ebu Hureyre Kimdir ve Ne Zaman Ortaya Çıkmıştır?

Tarih kitaplarının çoğu hemfikirdir:

– Ebu Hureyre’nin gerçek adı: Abdurrahman bin Sakhr
– İslam’a giriş tarihi: Hicretin 7. yılı
– Peygamber Efendimiz’in vefatı: Hicretin 11. yılı

Bu da demektir ki:
▶️ Peygamber ile birlikte geçirdiği süre sadece 4 yıldır.

Üstelik bu 4 yıl:
– Savaşlarla, seferlerle, devlet meseleleriyle,
– Vahyin son derece yoğun indiği bir dönemle,
– Peygamber’in hastalık süreci ve vefatıyla geçmiştir.

Yani öyle “her gün, her saat Peygamber’den oturup hadis dinleme” gibi bir atmosfer yoktur. Fakat işte tam burada büyük bir çelişki başlar…

📈 Rakamların Dilinde Şok Edici Gerçek

Ebu Hureyre’nin aktardığı rivayet sayısı: 5374 hadis
Bu sayıyı 4 yıla bölelim:

– 5374 ÷ 1460 gün ≈ günde 3.7 hadis

Peki, bu mümkün mü?

Haydi, daha da derinleşelim:

🔍 Saatlik Hesap

Varsayalım ki Ebu Hureyre Peygamber’le (s.a.a.) her gün 4 saat geçiriyor olsun:

– 1460 gün × 4 saat = 5840 saat
– 5374 hadis ÷ 5840 saat ≈ her saat başı 1 hadis

Yani bu hesaba göre:
– Peygamber her saat başı durmaksızın yeni bir hüküm, nasihat veya olay anlatıyor.
– Ebu Hureyre hepsini anlıyor, ezberliyor ve hiçbirini unutmadan yıllarca sonra aktarıyor.

⁉️ Bu akıl dışı değil de nedir?

İnsanın, her saat başı kesintisiz ve noktasız bilgi alıp bunu ezberlemesi, hafızasına kazıması ve sonra da kusursuz aktarması, hem fiziksel olarak hem de nörolojik olarak mümkün değildir.

🧠 Vicdani Sorgulama: Bugün Biz Yapsak?

Bir an durup düşünelim: Bugün bir öğrenci, bir öğretmenin her gün 4 saatlik dersine girse, acaba her gün 4 yeni bilgi parçasını ezberleyip yıllar sonra eksiksiz aktarabilir mi?

Bir gazeteci, bir devlet büyüğünü 4 yıl takip etse, her gün 3-4 haber yapabilir mi?

Veya bir mümin, haftada bir hutbe dinlese, o hutbede söylenenleri 10 yıl sonra birebir aktarabilir mi?

Hayır. Çünkü bu insan doğasına aykırıdır.

🏴 Ehlibeyt Nerede Bu Kadar Hadiste?

Bu noktada asıl uyanışı tetikleyecek olan karşılaştırmaya gelelim:

🔻 Hz. Ali (aleyhisselam):

– Peygamber’in evinde büyümüş, çocukluğundan itibaren onunla birlikte olmuş,
– Peygamber’in hicretinden, savaşlarına kadar her safhada yanında bulunmuş,
– Kur’an’a göre “nefsin” (kendin gibi) olarak tanımlanmış (Al-i İmran 3:61),
– 23 yıl boyunca ayrılmamış.

Ama rivayet ettiği hadis sayısı: 586

Bir daha yazalım:
– 23 yıl → 586 hadis
– 4 yıl → 5374 hadis

Bu nasıl bir denklem?
Bu nasıl bir adalet?
Bu nasıl bir dini hafıza yönetimi?

Hz. Fatıma, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin gibi isimlerin ise rivayetlerinin ciddi şekilde az olduğu kaynaklarda açıkça görülmektedir. Bu suskunluk, o dönemin Ehlibeyt’e uyguladığı sistematik dışlama ve bastırmanın da delilidir.

📖 Peki Kur’an’a Göre Ölçü Ne?

Kur’an bize “çok konuşanı değil”, hakla konuşanı örnek gösterir. Ayrıca haberleri değerlendirirken şöyle der:

“Fasık biri size bir haber getirirse onu araştırın.” (Hucurat 49:6)

Ve en önemlisi:

“Sana indirdiğimiz Kitap sana yetmez mi?” (Ankebut 29:51)

Kur’an hiçbir yerde:
– Sahabeleri hadis otoritesi ilan etmez
– Hadislerin sayısına kutsiyet yüklemez

Ama Ehlibeyt’i över:

“Allah, siz Ehlibeyt’ten kiri gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister.” (Ahzab 33:33)

Bu ayete muhatap olan Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin; 5000 değil, bir tek zayıf söz söyleselerdi Kur’an buna yer vermezdi.

⚔️ Sessizliğin Ardındaki Çığlık: Ehlibeyt Susturuldu

Ebu Hureyre’nin sahneye çıktığı dönem, Ehlibeyt’in susturulduğu dönemdir.

– Hz. Ali’nin ilmi gizlendi.
– Hz. Fatıma’nın mirası gasbedildi.
– Hz. Hasan ve Hüseyin’in uyarıları duyulmadı.
– Ve bu esnada binlerce hadis Ebu Hureyre’den yayıldı.

Hz. Ali şöyle demiştir:

“Ben, ilmin kapısıyım. Peygamber onun şehridir.”

O halde ilmin kapısını bırakıp başka bir yol açmak ne anlama gelir?

İlmin kapısı olan Hz. Ali sadece 586 hadis rivayet ederken, Ebu Hureyre’nin binlerce söz aktarması, sadece akla değil, vicdana da hakarettir.

📚 Sahabe Adaletine Kur’an’ın Terazisiyle Bakmak

Adalet, İslam’ın temelidir. Sahabelerle ilgili sevgi duyulabilir, ancak kutsallaştırmak Kur’an’a aykırıdır. Kur’an, adaletin her şeyin önüne geçtiğini şu şekilde bildirir:

“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletsizliğe itmesin.” (Maide 5:8)

Bu ayet gösteriyor ki, sahabeler de dahil kimse dokunulmaz değildir. Çünkü hakikatin tarafı yoktur.

⛔ Bu Sayı Savunulamaz

Ebu Hureyre’nin 4 yılda bu kadar hadis rivayet etmesi:
– Tarihsel olarak mantıksız
– Matematiksel olarak imkânsız
– Ahlaken haksızlık
– Kur’an’a göre ise ölçüsüzlük içerir

İnsanlar korkmadan şunu sormalıdır:

“Peygamber’in 23 yıllık yoldaşı olan Ali, neden bu kadar az hadis rivayet etti de, sadece 4 yıl kalan biri binlerce hadis aktardı?”

Bu soruyu sormak imanı zedelemez, aksine imanı korur.

✊ Son Sözü söyleyecek olursak: Uyanış Vakti

Ebu Hureyre’nin adı etrafında örülen dokunulmazlık zırhı, artık Kur’an’ın ve Ehlibeyt’in ışığıyla deliniyor. Sayılarla kutsallık inşa edilemez. Adalet ve bilgi ancak Kur’an’a ve Ehlibeyt’e sadakatle korunabilir.

Artık gerçekleri konuşmanın zamanıdır.

Artık:
“Bu sayı mümkün mü?”
“Bu adalet mi?”
“Bu dinde Ehlibeyt’in yeri nerede?”

diye yüksek sesle sormanın zamanıdır.

“Ve de ki: Hak geldi, bâtıl yok oldu. Zaten bâtıl yok olmaya mahkûmdur.” (İsra 17:81)

Ali Selam