Mübarek Ramazan ayında hakikati ve boyutları normal insanlara ebedi olarak gizli kalan bir olay vuku bulmuştur. O da Kur’ân-ı Kerim’in nazil oluşudur.

Kur’ân-ı Kerim’in nasıl nazil oluşunu ve Ruhu’l-Emin’in Kur’ân-ı Kerim’i Hz. Resul-i Ekrem’e (s.a.a) nasıl indirdiğini, o hazret ve onun elinin altında büyüyüp özel inayetlere mazhar olanlardan başkası anlayamaz. İşte bu, Ramazan ayının en büyük özelliği ve bu ayda oruç tutulmasını gerekli kılan en önemli sebeptir.

Bir hadiste İmam Sadık’tan (a.s) Hz. Resulullah’ın (s.a.a) şöyle buyurduğu nakledilir:

“Bütün semavî kitaplar Ramazan ayında inmiştir.”

Evet, Ramazan ayı Kur’ân-ı Kerim’in bu ayda indirilmesiyle değer kazanmıştır. Yüce Allah, Ramazan ayını insanlara bu özelliğiyle tanıtıyor ve şöyle buyuruyor:

“(Orucu farz kılınan sayılı günler) ramazan ayıdır. Bu ay öyle bir aydır ki insanlar için hidayet olan, hidayet ve doğruyla batılı ayırmanın apaçık delillerini kapsayan Kur’ân, onda indirilmiştir.” [1] Tutulan oruç da verilen bu en büyük nimete karşılık şükretmek içindir.

Hz. Resulullah (s.a.a) “Şabaniye Hutbesi” adıyla meşhur olan bir hutbesinde şöyle buyurmuştur:

“Sizler Allah’ın ziyafetine davet edilmişsinizdir…”

Şunu belirtmek gerekir ki, yüce Allah’ın davet ettiği bu ziyafete hiç kimse Hz. Resulullah efendimiz (s.a.a) gibi katılmamış ve bu davete icabet etmemiştir. Davetin bir takım aşamaları olduğu gibi, icabetin de bir takım merhaleleri vardır. Normal insanlara olan davetle Hz. Resulullah’a (s.a.a) olan davet tabi ki farklı olacaktır. Nitekim normal insanların bu davete icabetiyle Hz. Resulullah’ın (s.a.a) icabeti arasında da çok fark olacaktır. Sonuç olarak ziyafette normal insanlara sunulan şeyle Hz. Resulullah efendimize (s.a.a) sunulan şeyler de farklı olacaktır.

Hz. Resulullah efendimiz (s.a.a) birtakım ön hazırlıklardan ve riyazetlerden sonra bu ziyafete katılmıştır. Hz. Resulullah’ın (s.a.a) katlandığı riyazetlerin ve yapmış olduğu ön hazırlıkların en önemlisi ve en zoru, dünyaya sırt çevirmek ve Allah’tan başkasına yönelmemektir.

Hz. Resulullah (s.a.a) bu zor riyazete katlandıktan sonra, ziyafetullaha lâyık olabildi. Yüce Allah da karşılığında Kur’ân-ı Kerim’i indirerek, ona ziyafette bulundu. Hz. Resulullah (s.a.a) öylesine kendisini hazırladı ki, Kur’ân-ı Kerim’in tamamı bir defada onun mübarek kalbine indi ve böylece ziyafette sunulabilecek en büyük şeye erişti.

———–

[1]- Bakara, 185.